Bilge Kedi
 
  Ana Sayfa
  İletişim
  Ziyaretçi defteri
  denemeler
  => eskiden sevdiğim biri için
  => yalnızsın
  => bebeğim
  => senaryo
  => zor zamanlar
  => sex hikayeleri
  => bağımlılık
  => burdan çıkıp gidesim var
  => 3-5 sn
  => özür dilerim
  => kaos
  hisseli harikalar diyarı...
  oyunlar
zor zamanlar

Zor zamanlar…

Acaba bu zamanların başka zamanlardan başka günlerden bir farkı var mı ? saniyeleri , dakikaları ya da saatleri birbirinden ayıran farklılıklar var mı ? Aslında her şey aynıda biz mi ayırt ediyoruz.Başımıza gelenlerin sebepleri bizleriz ve sonuçları da acaba biz miyiz ? Yoksa çıktı olarak alınmış sonuçları üstümüze geçiriyoruz da önceki günlerde ki tüm arzu ve isteklerimizi boş veriyoruz. Kaldıki böyle bile olsa bizi biz yapan isteklerimiz midir ? İnsan denen canlı arsızlık farklılıkları gösteren bir çeşit hayvan mıdır ?  Dünyaya verdiğimiz zarar bunun aksini kanıtlamıyor. Hayat sadece hayattır , iyi kötü , güzel çirkin herhangi bir şey değildir. Değiştiremeyiz müdahele edemeyiz. Sadece kendi yaşamlarımızdır oynadığımız. Acaba başımıza gelenlerin sorumlusu olduğumuz halde sorun hayatta olamaz mı ? Kendi seçimlerimiz sorumluluklarımızla uyuşmaması durumunda yaşadıklarımız hayatın getirdiği bir şey olarak lanse edilemez mi ? Sonuçta sorumluluklarımızın çoğunluğu hayatın getirdiği sorumluluklar değimlidir ? yaşamlarımız kendi seçimimiz ama hayatla uyuşmadıkları zaman sorun çıkıyor. Öyleyse yaşamlarımızda ne kadar özgürüz ? İnananlar için söylüyorum ; özgür irademizle Tanrı ‘ ya karşı yaptığımız hangi isyan tepki görüyor ? O tüm sevgisiyle bizim tüm saçmalıklarımızı anlayışla karşılayıp , bir babanın bir annenin sevecenliği gibi tüm küstahlıklarımıza sadece gülümseyebiliyorken biz niye kendimize aynı sevecenliği gösterip hepimizin içinde olduğu hayatta birbirmizin yaşamları için sorun çıkarıyoruz ? Birbirimize olan tüm sevgimizde , hatta kendi özümüzde aşmayı çalıştığımız egonun bile arkasında olan şey bu problemin sebebi olabilir mi ? Yani egolarımız. Hayır her ne kadar toplumların bugünkü hallerinde önemli bir rol oynasada yaşadığımız problemlerin tüm sebebi bu olamaz. İnanın birbirimize duyduğumuz sevgi bile bize sorun çıkarıyor ki bir çok kişinin nefret ettiği insan sayısı sevdiklerinden fazladır. Bizi biz yapan her şeyden bahsediyorum. Bizi biz yapan , insanı insan yapan her şey bir anlamda insanın önündeki engeldir. Hayat denen yolda yürürken döndüğümüz her kavşak kendi seçimimizse dahi kavşak bulunmayan tüm yollar hayata aittir. Bu durumda kendimize ait olan seçimlerimizden ibaret olan yaşamlarımız çokj kısa değimli ? Yani sadece kavşaklardaki dönüş süreleri. Bir dönüşe ve seçime karşılık sonraki seçime kadar gittiğimiz yol bize ait değil. İstediğimiz anda u atamıyoruz. Belki bu toplumun yaptığı bir baskıdan ibarettir. Bu baskıya karşı çıkabilecek cesarete sahip değiliz. Bir yandan bu baskıyı yapan toplumun bir parçası olduğumuz gerçeği söz konusu. Tüm bunlar hayat denen zorunlu , çoğunlulukla kendi seçimlerimizden ibaret olmayan yolu hepimizin seçimlerinin oluşturduğu sonucunu doğuruyor. Sonuçta tek bir seçim karşısında bile yaşadığımız onca şey burasını zannettiğimizden farklı bir yer olarak gösteriyor. Bizler hepimiz aslında cehennemdeyiz ve burada çok sert bir testten geçiyoruz. Çok sert ama yapamayacağımız birşey değil. Tüm problemlerimiz bizi biz yapan şeyler ve bizi biz yapan şeylerden dolayı ortaya çıkardığımız şeyler. Ekonomik saçmalıkların , sınırların olmadığı bir dünya düşünmek bile saçma bir hayalken tüm bunları koyan yine bizler değil miyiz. Zamanımızın çoğunu eşimiz dostumuz hatta ailemizin yapıcaklarımız hakkında ne düşüneceklerini endişe ederek geçirmiyor muyuz. Kaldı ki bu insanlar bizi seven insanlar birde bizi sevmeyen insanlar var. Galiba kendimize ait bir hayat yaşamamıza engel olan şey hasımlarımız olarak gördüğümüz kişiler değil de tam tersi aynı cephede olduğumuzu düşündüğümüz insanlar. Sürekli olarak birbirimizi kırmamak için çok fazla istemediğimiz şey yapıyoruz. Bu yüzden belki ağız tadıyla sırtımızdan bıçaklanıyoruz , seve seve. Çözüm mü ? çözüm sınırların ve diğer saçmalıkların olmadığı bir dünyayı düşünmek kadar hayalci ! Israrcı olmayan , herkesin anlayışlı olduğu herkesin herkesi sadece olduğu gibi kabullendiği bir dünya hayal etmek. Bardağın boş olan kısmını görmek ya da dolu olan kısmını görmek , ikiside saçmalık. Sadece bardak ve içinde su var ne kadar dolu olduğunun , ne kadar dolu olmasını istediğinin bir önemi yok. Ortada sadece bardak ve su var , orda olduğunu kabullenip olduğu gibi kabullensek yeterli. Bunu bardağa karşı yapabilirsek belki daha sonra birbirimize karşıda yapıp o ilahi sevgiyi ve anlayışı kavrayabiliriz.
 
 
   
Bugün 10 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol